Tam otobüsten indim, sabah sabah karşıma dikildi. “Aliye ile oturup Aliye ile kalkıyor?” dedi.
“Kim Aliye ile oturuyor?” diye sormadım, o ‘Zeydan Karalar’ diye kendiliğinden cevap verdi.
Zeydan Karalar dediği; Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar…
Daha ağzımı açmadım…
“Özsüt’ün üstündeki dairede oturup kalkıyorlar” dedi.
Ben tek kelime etmedim, o devam etti:
“Aliye, Büyükşehir Belediyesi’nden ihale alan işadamlarının ödemelerini yapıyor ama işçilerin sosyal denge ödemelerini yapmıyor, hâlâ ödemelerimizi alamadık, söyledim mi söyledi oluyor” dedi
Neden bahsettiğini anlamıyorum…
Aliye kim, tanımıyorum, sosyal denge ödemesi nedir bilmiyorum…
Özsüt’ün üzerinde oturup pazarlık yapan kimler, kimden bahsediyor bu?
Ama o hâlâ devam ediyor.
‘İşte yarın seçim var. Parti için ömrümüzü verdik ama Zeydan Karalar gidip İYİ Partililerle oturup kalkıyor, onları daire başkanı yapıyor. Ömer Çelik ile oturup kalkıyor. Akkapı’yı Hadırlı’yı küstürdü, yarın seçimi kaybedersek CHP’ye yazık olur…”
Ben tek kelime etmeden, o konuştukça konuşuyor.
Dili şişmiş…
Hâlâ, ‘O Aliye var ya o Aliye” diyor.
Aliye kim?, Özsüt’ün üstünde kim oturuyor?, Sosyal denge ödemeleri neden yapılmıyor? Ömer Çelik ile Zeydan Karalar’ın arasında ne var?, İYİ Parti’den daire başkanı yapılan kim?
İnanın, tek kelime soru sormadım, o bunları anlattı, çekip gitti…
Giderken de ‘O Aliye var ya o Aliye” demesin mi…